SENDİKAMIZ KAMPANYA BAŞLATTI
Genel Başkanımız Eyüp Alemdar: “Başta üyelerimiz olmak üzere tüm çalışanların sesi olacağız ve haklı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”
Uzun zamandır kamuoyunun gündeminde olan “geçici işçiler”, “kamuda taşeron çalıştırılması” ve “emeklilikte yaşa takılanlar” gibi konularda, Sendikamız bir kampanya başlatmıştır. Sosyal medya üzerinden gerçekleştirilecek kampanya ile çalışma yaşamının bu önemli sorunları kamuoyunun gündeminde tutularak çözümüne katkıda bulunmak amaçlanmaktadır.
TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar, kampanyayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, çalışma yaşamının gündeminde yer alan bu önemli konuları maddeler halinde özetleyerek şunları söylemiştir:
“Koop-İş Sendikası olarak, TÜRK-İŞ Konfederasyonumuzun öncülüğünde, çalışma yaşamında yer alan bu sorunların ivedilikle çözüme kavuşturulması için çalışmalarımıza tüm gücümüzle devam ediyoruz. Bilinmelidir ki başta üyelerimiz olmak üzere tüm çalışanların sesi olacağız ve haklı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Artık günümüzde geçici işçilik, taşeron işçiliği gibi konular gündemden çıkmalı, çalışma yaşamındaki bu tür atipik istihdam biçimlerine son verilmelidir. Geçici işçilik, adı üstünde, kısa süreli bir istihdam biçimidir. 15 yıl, 20 yıl gibi sürelerle geçici işçilik olmaz.”
Alemdar, kampanyaya konu olan çalışma yaşamının bu güncel sorunlarını şu şekilde sıraladı:
1- Geçici işçiler, sürekli işçi kadrosuna alınmalıdır:
Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere kamuda geçici işçi kadrosunda çalıştırılan işçiler, büyük hak kayıplarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nda geçici işçi kadrosunda çalıştırılan üyelerimiz, yılda 10 ay çalıştırılmakta, yılın 2 ayında ücret ve diğer gelirlerden mahrum kalmaktadırlar. Aileleriyle birlikte düşünüldüğünde yüz bin civarında insan, bu durumdan doğrudan etkilenmektedir.
Yılda 10 ay çalışma yapılması, okulların kapalı olduğu dönemde dahi devamlılığın sağlanmasına, bakım-onarım çalışmalarına, yeni eğitim-öğretim dönemine hazırlık çalışmalarına engel olmaktadır.
Bu uygulamaya son verilmeli, Kamudaki tüm geçici işçiler, sürekli işçi kadrosuna geçirilmelidir.
2- 696 sayılı KHK ile kadroya geçenlerin tayin hakları tanınmalı, resen emeklilik uygulamasına son verilmelidir.
696 sayılı KHK ile kadroya geçen çalışanlara tayin hakkı verilmemektedir. Bu durum, işçilerin yaşamak zorunda oldukları il ve işyerlerine geçememelerine, sosyal bağlarının zedelenmesine hatta aile birliklerinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu çalışanlara tayin hakkı tanınmalı, yaşadıkları mağduriyet sona erdirilmelidir.
Yine bu çalışanlar, resen emeklilik uygulamalarıyla karşı karşıya kalmışlardır. En verimli oldukları 47-48 yaşlarında zorunlu olarak emekli edilmeleri, tecrübeli işçi açığı yaratmakta, kurumları zor durumda bırakmaktadır. Diğer yandan, emekli olsalar dahi geçimlerini sağlamak için çalışmaya devam etmek zorunda olan bu kişiler, ileri yaşları nedeniyle yeni iş bulamamakta, işsizlikle karşı karşıya kalmaktadır. Resen emeklilik uygulamasına bir an önce son verilmeli, bu işçilerin mağduriyetleri giderilmelidir.
3- Üniversitelerin iktisadi işletme ve sosyal tesislerinde çalışan işçilerin mali hakları, genel bütçeden karşılanmalıdır.
Üniversitelerin iktisadi işletmeleri ve sosyal tesisleri, üniversitelerden bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olmayan, dolayısıyla üniversiteye bağlı birimlerdir. Bu durum yargı kararlarıyla da sabittir. Buna rağmen, üniversite iktisadi işletmelerinde ve sosyal tesislerinde çalışan işçilerin ücretleri, genel bütçeden ödenmediği için, bu kişiler ücret ve mali hakları açısından farklı uygulamalarla karşı karşıya kalmakta, mağduriyet yaşamaktadırlar. Toplu iş sözleşmelerinin kapsamında olmalarına rağmen sözleşmeden yararlandırmama şeklinde hatalı uygulamalar yapılmaktadır. Bu durumdaki işçilerin mali ve sosyal haklarının genel bütçeden karşılanması ve toplu iş sözleşmelerinden eşit şekilde yararlandırılmaları sağlanmalıdır.
4- Kamuda taşeron uygulamalarına son verilmelidir.
Taşeron çalışma sistemi, işçilere çok büyük mağduriyet yaratan, üstelik kamu kesimini de zarara uğratan bir sistemdir. Taşeron uygulamaları nedeniyle ücret ve sosyal haklarda ciddi kayıplar oluşmakta, iş güvencesi fiilen ortadan kaldırılmaktadır. Kamuda, asıl iş-yardımcı iş ayrımı yapılmaksızın, taşeron çalışma sistemi tümüyle kaldırılmalı, kadroya geçemeyen tüm taşeron işçilere kadro verilmelidir.
Taşeron uygulamasının yanı sıra, son dönemde istihdam politikalarında yapılan değişiklikle kamuya “işçi” alımı yerine, istisnai bir kadro olan “sözleşmeli personel” istihdamına doğru bir yöneliş gözlemlenmektedir. Kamu Kurumlarının “işçi” istihdamı şeklinde yaptığı taleplere rağmen, “sözleşmeli personel” kadrolarının tahsis edildiği görülmektedir. Bu durum işyerlerinde çalışanlar arasında huzursuzluklara sebep olmakta, iş verimine ve çalışma barışına zarar vermektedir. Bu uygulamadan vazgeçilmeli, istihdamın uygun kadrolarla yapılması gerekmektedir.
5- Emeklilikte yaşa takılanların sorunları çözülmelidir.
Uzun süredir çözüm bekleyen sorunlardan biri de emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgilidir. 1999 yılında yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanunun geriye doğru işletilmesi nedeniyle, prim günü, sigortalılık süresi gibi şartları yerine getirmesine rağmen, yaş şartı nedeniyle emekli olamayan milyonlarca kişiyi ilgilendiren bu sorun, uygun formüllerle, konfederasyon ve sendikaların da içinde yer alacağı bir komisyonla çözüme kavuşturulmalıdır.
Bir yanıt yazın