ÇALIŞMA YAŞAMINDA AYRIMCILIKLA MÜCADELE ULUSLARARASI PANELİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

yazar:

kategori:

ÇALIŞMA YAŞAMINDA AYRIMCILIKLA MÜCADELE ULUSLARARASI PANELİ YAPILDI

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) tarafından düzenlenen “Çalışma Yaşamında Ayrımcılıkla Mücadele Uluslararası Paneli” 17 Nisan 2019 tarihinde, Türkiye Barolar Birliği Litai Konukevi’nde yapıldı. Panele, TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar da konuşmacı olarak katıldı. Panel, TİHEK Başkanı Süleyman Arslan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve ILO Türkiye Direktörü Numan Özcan’ın açılış konuşmalarıyla başladı.

Üç oturum halinde düzenlenen panelin “Çalışma Yaşamında Ayrımcılığın Farklı Yüzleri” başlıklı ilk oturumunda, TİHEK Üyesi Dilek Ertürk’ün oturum başkanlığında Prof. Dr. Hayriye Erbaş, Prof. Dr. Kadriye Bakırcı, Prof. Dr. Kasım Karataş birer sunum yaparken, Av. Harun Mertoğlu başkanlığında ve “Çalışma Yaşamında Ayrımcılıkla Mücadelede Uluslararası Normlar” başlıklı ikinci oturumunda Belçika Interfederal Fırsat Eşitliği Merkezi Başkanı Patrick Charlier, ILO Kıdemli Teknik Uzmanı Valentina Beghini ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gonca Bayraktar Düzgün sunumlarını yaptılar. Panelin “Çalışma Yaşamında Ayrımcılıkla Mücadelede Mekanizmalar” başlıklı ve TİHEK üyesi Hıdır Yıldırım’ın başkanlığındaki üçüncü oturumda ise Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Başkanı Seracettin Göktaş birer konuşma yaptılar.

TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar, panelde yaptığı konuşmada, özellikle kayıt dışı istihdam ve işsizlik oranlarının yüksek olduğu, sendikalaşmanın ise istenen düzeyde olmadığı gelişmekte olan ülkelerde, cinsiyete, etnik kökene, azınlıklara, engellilere yönelik ayrımcılığın daha yoğun hissedildiğini kaydetti. Alemdar, “Genellikle iş başvurularında, ücret artışları ve terfilerde ortaya çıkan ayrımcılık, özellikle kadınların ve engellilerin kayıt dışında ve düşük ücretle, güvencesiz ve örgütsüz bir şekilde istihdam edilmelerine neden oluyor. Bu durum işyerlerinde mobbing vakalarının artmasına, çalışanların motivasyonunun düşmesine ve dolayısıyla verimliliğin ve performansın azalmasına yol açıyor” dedi.

ANAYASAYA RAĞMEN AYRIMCILIK YAŞANIYOR

Her Türk vatandaşının Anayasadaki temel ve hak ve özgürlüklerden eşitlik ve sosyal adalet gereğince yararlanma hakkına doğuştan sahip olduğunun Anayasada güvence altına alındığını vurgulayan Alemdar, “Anayasamızın bu emredici hükmüne rağmen toplumsal hayatta ve çalışma hayatında bir takım ayrımcılık uygulamaları yaşanıyor. Ülkemizde yapılan bir araştırmada, işyerlerinde en fazla cinsiyete ve engellilere dayalı ayrımcılık yapıldığı tespit edilmiştir. Özellikle kadınlar, kayıt dışı istihdamda daha fazla tercih ediliyor. Bu durum kadınların işgücü piyasasında insan onuruna yakışır işlerde çalışmasını engelliyor. Kadınların kayıt dışı olarak ve esnek çalışma modelleriyle istihdamına neden oluyor” şeklinde konuştu.

ÜCRET EŞİTSİZLİKLERİ GÖZ ARDI EDİLEMEYECEK BOYUTTA

Ülkemizde kadın çalışanlar ile erkek çalışanlar arasındaki ücret eşitsizliklerinin de göz ardı edilemeyecek boyutta olduğunu vurgulayan Alemdar, “Aynı işyerinde, aynı özelliklere sahip olan kadın ve erkeklerin ücretleri arasında belirgin farklılıkların yaşandığı biliniyor. Kadınlar ne yazık ki genel olarak örgütsüz, kötü çalışma koşullarında, düşük ücretli ve sigortasız olarak çalıştırılıyor” dedi.

SENDİKALARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Ayrımcılığın önlenmesi konusunda sendikalara büyük görevler düştüğünü söyleyen Alemdar, ayrımcılığın önlenmesinin sadece yasal düzenlemelerle ve caydırıcı uygulamalarla gerçekleşemeyeceğini, bu sorunun en önemli panzehirinin sendikalaşmak olduğunu vurguladı. Alemdar, “Çalışanların sırtlarını dayayabilecekleri, kendilerini güvende hissedebilecekleri bir sendikalarının olduğu bir işyerinde ayrımcılık değil, çalışma barışı, sosyal diyalog, verimlilik ve başarı vardır. Çalışanlar arasında toplu iş sözleşmeleriyle garanti altına alınmış eşit hak ve özgürlükler vardır. O nedenle işyerinde ayrımcılığa karşı mücadelenin kaleleri sendikalardır” şeklinde konuştu.

Pek çok sendikanın bünyesinde kadın komisyonları ve engelli çalışanlarla ilgili komisyonlar oluşturulduğunu kaydeden Alemdar, bu konuda gerekli tüzük düzenlemelerinin de hayata geçirildiğini kaydetti. Alemdar, “Genel Başkanı olduğum Koop-İş Sendikası’nın tüzüğünde, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, cinsiyet temelli ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi, bu ve benzeri amaçlar için çalışılması konusunda bir düzenleme var. Yine sendikalarımızın bünyesinde engelli çalışanlarımızla ilgili komisyon ve çalışma grupları bulunuyor. Engelli yurttaşlarımızın sorunların çözümü için gerekli çaba ortaya konuyor. Onların toplumsal yaşama katılması için gereken önlemler alınıyor. Hayatın her alanında desteklenmeleri için de girişimlerde bulunuluyor. Sendikalarımızın üyesi olan engelli arkadaşlarımız, sendikal mücadelede aktif görevler alıyor. Biz de sendikalar olarak onları desteklemek, uğrayacakları herhangi bir ayrımcılığa karşı duyarlı olmak için mücadele veriyoruz” dedi. Alemdar, tüm bu nedenlerle çalışma yaşamında sendikalara, sendikal örgütlenmeye büyük ihtiyaç olduğunu kaydetti. Alemdar, “Bir ülkede sendikal örgütlenmenin zayıflığı da bir çeşit ayrımcılıktır. Çünkü ülkemizde sendikalı işçiyle sendikasız işçi arasında, haklar ve özgürlükler bakımından çok büyük farklar vardır. Bu da çalışma yaşamında büyük bir ayrımcılık oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.

SORUNLARA KARŞI ANCAK BİRLİKTE ÇÖZÜM BULABİLİRİZ

TÜRK-İŞ olarak tüm çalışanların, toplumsal hayatta ve çalışma hayatında yaşadığı sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Alemdar, “Bize düşen önemli bir görev var. Bizler farklı konfederasyonlarda, farklı sendikalarda görev yapanlar olarak, ülkemizin ve çalışma yaşamının ortak sorunları olduğunu unutmamalıyız. Bu ortak sorunlara karşı enerjimizi, kaynaklarımızı, gücümüzü birleştirerek, birlikte mücadele ederek ve dayanışarak çözümler bulabiliriz” şeklinde konuştu. Alemdar sözlerini şu şekilde noktaladı:

“Bizler biliyoruz ki kadın demek, anne demektir. Annelerimize karşı ayrımcılığın olmadığı, daha güçlü bir endüstriyel demokrasi, sağlıklı ve huzurlu işyerleri ve tüm çalışanların örgütlü olduğu, hak ve özgürlüklerini kullanabildiği bir çalışma yaşamı dileklerimle sözlerimi bitiriyorum. Hepinizi şahsım, Sendikam Koop-İş ve Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ adına selamlıyorum.”


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir