“BİREYSEL VE TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ SEMİNERİ” BAŞLADI

yazar:

kategori:

SENDİKAMIZ İLE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NIN BİRLİKTE DÜZENLEDİĞİ “BİREYSEL VE TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ SEMİNERİ” ANTALYA’DA BAŞLADI

Sendikamız ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği ve 15-19 Nisan 2019 tarihleri boyunca sürecek “Bireysel ve Toplu İş İlişkileri Semineri” Antalya’da başladı. Seminere TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Genel Sekreter Metin Güney, Genel Mali Sekreter Osman Aksoy, Genel Eğitim ve Teşkilat Sekreteri Murat Türkekul, Koop-İş Sendikası Başkanlar Kurulu üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı Destek Hizmetleri Genel Müdürü İsmail Çolak, Destek Hizmetleri Daire Başkanı Abdülhamit Karataş, Antalya İl Milli Eğitim Müdürü Yüksel Arslan, Destek Hizmetleri Şube Müdürü Bekir Alımcı ve çeşitli illerden gelen Milli Eğitim Bakanlığı temsilcileri katıldı.

Seminer, TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar’ın konuşmasıyla açıldı. Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Alemdar, bu ortak seminerleri bugüne kadar 7 kez gerçekleştirdiklerini kaydederek, bu seminerlerde sorunların tartışıldığını ve çözüm yolları üretildiğini vurguladı. “Bu durum ülkemizde sosyal diyalog konusunda başka bir örneği olmayan, çok önemli bir gelişmedir” diyen Alemdar, bu örnek çalışmayla gurur duyduklarını kaydetti.

ENFLASYONDAKİ YÜKSELME BEKLENTİMİZİ YÜKSELTİYOR

Milli Eğitim Bakanlığı ile İmzalanan 3. dönem toplu iş sözleşmesinin, kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinin son altı ayına denk gelmesi nedeniyle 01.07.2018 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde bağıtlandığını hatırlatan Alemdar, “Şimdi kamu kesiminde bağıtlanacak yeni kamu protokolünü bekliyoruz. 2019-2021 dönemini kapsayacak kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinden beklentimiz yüksek. Ülkemizde son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılar, enflasyondaki yükselme ve pahalılık beklentimizi doğal olarak yükseltiyor. Benim de içinde bulunduğum kamu sözleşmeleri koordinasyon kurulu olarak kararlılıkla çalışıyoruz. Kamuda çalışan üyelerimizi insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine yükseltene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

TAŞERONDAN KADROYA GEÇEN ÇALIŞANLAR KAMU PROTOKOLÜNDEN YARARLANDIRILMALIDIR

Kamu kesiminde yaşanan en önemli sorunlardan birinin de taşerondan kadroya geçen işçilerin durumu ile ilgili olduğunu vurgulayan Alemdar, TÜRK-İŞ ve Koop-İş’in verdiği büyük mücadele sonucunda önemli kazanımlar elde edildiğini fakat bu kazanımların henüz yeterli düzeyde olmadığını söyledi. Verilen mücadele sonucunda bu işçilerin, taşeronda çalışırken çıkarılan KHK ile kadroya geçirilmesini sağladıklarını belirten Alemdar, “31 Ekim 2020 tarihine kadar uygulanması öngörülen düzenlemeyle, sürekli işçi kadrolarına geçen arkadaşlarımız, asıl işyerinin kurulu bulunduğu işkolundan bildirilmedi. Daha da kötüsü bu arkadaşlarımız, enflasyonun yüzde 20’leri aştığı bir dönemde, altışar aylık dönemler halinde %4 ücret zammı alabiliyor. Bu işçilerimize enflasyon farkı da verilmiyor. Ücretleri zaten düşük olan bu arkadaşlarımıza enflasyon farkı verilmemesi adaletle, hakla, hukukla hiç bağdaşmıyor” şeklinde konuştu. Alemdar, “TÜRK-İŞ olarak hükümetimizden beklentimiz, bu yıl bağıtlanacak kamu kesimi toplu iş sözleşmesinden, taşerondan kadroya geçen ve artık kamu işçisi niteliği kazanan bu arkadaşlarımızın da yararlandırılmasıdır” dedi.

İŞÇİLER 12 AY ÇALIŞTIRILMALIDIR

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde de taşerondan kadroya geçen işçilerin sorunlarının devam ettiğini vurgulayan Alemdar, “Bu arkadaşlarımız yalnızca 10 ay çalışıyor. Biz her platformda bu arkadaşlarımızın da diğerleri gibi 12 ay çalışmaları için mücadele veriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığına bir başvuru yapacağız. Bakanlığımızdan, konuyu Maliye Bakanlığı’na taşımasını talep edeceğiz. Bu konuda sizlerden de destek ve yardım bekliyoruz” dedi.

KÜRESEL SERMAYE BÜYÜRKEN EMEĞİN PAYI AZALIYOR

Yaşanan sorunların sadece ülkemizle değil, tüm dünya ile ilgili olduğuna dikkat çeken Alemdar, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda biz çalışanlar açısından iyi bir tablo yok. Dünyanın üçte biri öyle ya da böyle savaşın içinde. Her yerde kan ve gözyaşı var. Dünyaya barış ve demokrasi getireceğini ileri süren egemen güçler, her bölgeye sadece savaş ve ölüm götürüyor. İşte son dönemde tekrar gördüğümüz gibi İsrail her fırsatta yine Müslümanlara saldırıyor” dedi.

Dünyada ekonomik olarak büyük bir adaletsizliğin olduğunu; küresel servetin yüzde 82’sinin nüfusun sadece yüzde 1’inin elinde bulunduğunu söyleyen Alemdar, Dünyanın en varlıklı 26 insanının, 6 milyar insanın toplam servetine sahip olduğuna dikkat çekti. “Küresel sermaye tüm dünyada çalışanların haklarını ellerinden almak için var gücüyle saldırıyor. Ucuz işçilik, esnek çalışma, taşeronlaştırma… Bunlar dünyanın her yerinde var. Tüm dünyayı tek bir pazara çeviren küresel sermaye inanılmaz ölçüde büyüyor. Buna karşın emeğin bu büyümeden ve zenginlikten aldığı pay azalıyor. Birileri daha çok zenginleşirken, emeği ile geçinenler gittikçe yoksullaşıyor” diyen Alemdar, “Bizim asli görevimiz, yalnızca temsil ettiğimiz çalışanların hak ve çıkarlarını korumak, onlara iyi bir yaşam sunmakla sınırlı değildir. Dünyada daha insanca bir düzenin kurulmasına katkıda bulunmaktır. Barış ve huzur dolu, daha adil ve daha yaşanılası bir dünyanın kurulması için mücadele etmektir. Örgütlenmek, büyümek ve güçlü olmak, bu mücadelenin ilk aşamasıdır. Haklarımızı korumak, bu haklarımızın elimizden alınmaması için çaba göstermek de önemli bir mücadeledir. Sizlerle sık sık yaptığımız gibi, sosyal diyaloğa önem vermek, sorunlarımıza ortak çözümler aramak da bu mücadelenin bir parçasıdır” şeklinde konuştu.

KIDEM TAZMİNATI VE HAKLARIMIZI GERİYE GÖTÜREN DÜZENLEMELERİ KABUL ETMEYECEĞİZ

Hükümet tarafından açıklanan son ekonomik programa da değinen Alemdar, bu programda yer alan başta kıdem tazminatı düzenlemesi olmak üzere kazanılmış hakları geriye götürecek hiçbir düzenlemeyi kabul etmeyeceklerini vurguladı. Alemdar ayrıca işsizlik ve kayıt dışı istihdamdaki artışa, esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma koşullarına, son dönemde şeker fabrikaları ve Tank Palet fabrikasıyla gündeme gelen özelleştirme politikalarına, sendikal örgütlenmenin önündeki engellere ve iş kazalarına da dikkat çekti. Alemdar, “Bu sorunları çoğaltmak mümkün. Ancak son dönemde başka bir sorunumuz daha var. O da vergide yaşanan adaletsizliktir. Her zaman dile getirdiğimiz gibi, bu ülkede ne yazık ki asgari ücretli bile oransal olarak bir kısım kuyumcudan, doktordan, müteahhitten daha fazla vergi veriyor. Oysa bildiğiniz gibi Anayasamızın 73. maddesine göre kamu giderlerini karşılamak üzere, herkes mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Bu nedenle az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır” dedi.

İŞ BARIŞININ KORUNMASINDA ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ

Koop-İş’in amaç ve hedefinin işyerinde huzur, güven ve adaleti sağlamak olduğunu vurgulayan Alemdar, işyerlerinde çalışma barışının sağlanmasına üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını kaydederek “Bizim işimiz sorun yaratmak değil, çözüm üretmektir. Var olan sorunları ortadan kaldırmak, üyelerimizin hak ve çıkarlarını korumaktır. Biz Milli Eğitim Bakanlığımız ile çok önemli bir şey başardık. Sosyal diyaloğu ve iş barışını, bu ilişkinin temel felsefesi haline getirdik. Bizim için çalışma barışının korunması her şeyden önemlidir. Bu konuda üyelerimizi her fırsatta uyarıyoruz. İşyerinizde iyi çalışın, verimli olun, işinize ve işyerinize sahip çıkın diyerek onları motive ediyoruz. Buna rağmen işyerinde huzuru bozanlar, özellikle sosyal medyayı kullanarak huzursuzluk yaratmaya çalışanlar olabiliyor. Bu arkadaşlarımızı da uyarıyoruz, uyarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir