Yol-İş Genel Kurulu’na Divan Başkanlığı yapan TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar: “Sorunlarımızı çözmek için Örgütlü olmaktan, büyümekten, güçlenmekten başka çaremiz yok. Örgütlenme yalnızca sayısal bir büyüklük değildir. Daha paylaşımcı, daha adil, daha demokratik bir toplum için gerekliliktir. Çünkü biz ne kadar örgütlü ve güçlü olursak, Demokrasimiz de o oranda güçlü olur. Böylece hak ve özgürlüklerimiz de O oranda gelişir.”
TÜRK-İŞ Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar, 16 Şubat 2019 günü Ankara'da yapılan Yol-İş Sendikası 11. Olağan Genel Kurulu’na Divan Başkanı olarak katıldı. Genel Kurul’a ayrıca, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri ve YOL-İŞ Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar ve Yol İş Sendikası Yönetim Kurulu, Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Eski Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, İyi Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, siyasi parti temsilcileri ve delegeler katıldı.
“YOL-İŞ’İN GÖNLÜMÜZDEKİ YERİ AYRIDIR”
TÜRK-İŞ Teşkilatlandırma Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Eyüp Alemdar Genel Kurul’da yaptığı konuşmada divan başkanlığına seçilmesi nedeniyle delegelere teşekkür etti. Alemdar şunları söyledi:
“Kuruluşu 1950’li yıllara dayanan Ülkemizde köklü bir geçmişe sahip, En büyük ve güçlü sendikalardan biri olan Türkiye Yol-İş Sendikası’nın Genel Kurulunu yönetmek üzere Şahsıma ve arkadaşlarıma duyduğunuz güven nedeniyle Sizlere teşekkür ediyorum.
Değerli mesai arkadaşım Ramazan Başkan, bana bu görevi önerdiğinde inanın bundan onur duydum. Bu genel kurulda sizlerle birlikte olmak, sizlerin bu önemli gününde yanınızda olmak beni son derece mutlu etti.
Çocukluğu ve gençliği Anadolu kasabalarında geçen bizim kuşağımız için köylerimize yolu, suyu, elektriği getiren, bu bölgelerde altyapıyı kuran YSE işçileriyle, en soğuk günlerde kar mücadelesi yapan, yazın sıcağında asfalt döken, kavuniçi rengindeki araçlarıyla bizlere medeniyet getiren karayolları işçilerinin kurduğu Yol-İş Sendikası’nın genel kurulunda böyle bir görevi üstlenmek bana büyük bir onur verdi.
Ben 1999 yılında sendikamın genel merkezinde ilk görev aldığımda, YOL-İŞ sendikası gıptayla izlediğim, özendiğim, çalışmalarından feyz aldığım bir sendikaydı. Birçok çalışmamda, YOL-İŞ yöneticileri ağabeylerimden güç aldım, onlardan destek gördüm. YOL-İŞ’in sahip olduğu olanaklar, genel merkez ve şube binaları, ilk eğitimlerimizi yaptığımız Didim’deki, Kapızlı’daki tesisleri, gücü, etkisi… Tüm bunlar bizim için de, birgün erişmeyi hayal ettiğimiz şeylerdi. O nedenle YOL-İŞ’in bizim gönlümüzde ayrı bir yeri, ayrı bir değeri vardır.”
“YOL-İŞ TAŞERON KONUSUNDA BÜYÜK MÜCADELE VERDİ”
Genel Başkanımız Alemdar konuşmasında sendika hayatındaki sorunlara da değindi:
“YOL-İŞ Sendikası, taşeronlaşma politikalarının, özelleştirme uygulamalarının sonucunda bugün belki üye sayısı bakımından eskisi kadar değil ama, gücünden, etkisinden, işkolunun tek ve lider sendikası olmasından hiçbir şey kaybetmedi. Aksine etki bakımından çok daha güçlendi. Bunun son örneğini de karayollarında çalışan taşeron işçilerin kadroya alınmaları sürecinde yaşadık. Sayın Ağar’ın da konuşmasında gururla söz ettiği bu başarı, Ülkemizde taşeron sorununun çözümü için büyük bir adım oldu. TÜRK-İŞ’imizin öncülüğünde, YOL-İŞ’in verdiği büyük mücadeleyle önce karayollarındaki taşeron işçiler, sonra da kamuda taşeron şirketlerde çalışan işçiler kadrolarına kavuştu. YOL-İŞ Sendikamız, ülkemiz sendikal hareketinin son yıllarda kazandığı bu büyük başarıyla ne kadar övünse azdır. Bu nedenle değerli Genel Başkanınız Ramazan Ağar ve çalışma arkadaşları bu başarılarıyla her zaman anılacaklardır. Ben, başta TÜRK-İŞ’imizin Genel Başkanı Sayın Ergün Atalay ve sayın Ağar olmak üzere bu başarının mimarlarını yürekten tebrik ediyorum. Ülkemiz tarihine geçen bu başarıdan dolayı tüm YOL-İŞ ailesini kutluyorum.”
“TAŞERON KONUSU YALNIZCA YOL-İŞ’İN MESELESİ DEĞİL”
“Elde edilen bu başarıya rağmen taşeron sorunu ne yazık ki halen devam ediyor. Mücadelemiz henüz bitmedi. Sayın Genel Başkan konuşmasında değindi. Ben fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Ancak şunu bilmenizi istiyorum ki, biz TÜRK-İŞ olarak bu işin peşindeyiz. Çünkü taşeron konusu yalnızca YOL-İŞ’in meselesi değil. Tüm sendikalarımızın ortak sorunu. Evet, YOL-İŞ bu işin öncüsü oldu ama bizler için sorun hala bitmedi. Benim sendikamın örgütlü olduğu işyerlerinde de 30 binin üzerinde taşeron işçisi arkadaşımız kadroya geçti. Geçti ama, 31 Ekim 2020 tarihine kadar uygulanması öngörülen düzenlemeyle sürekli işçi kadrolarına geçenler asıl işyerinin kurulu bulunduğu işkolundan bildirilmedi. Daha da kötüsü, bu arkadaşlarımız enflasyonun yüzde 20’leri aştığı bir dönemde altışar aylık dönemler halinde %4 ücret zammı alabiliyor. Bu işçilerimize enflasyon farkı da verilmiyor. Kamuda çalışan işçiler, memurlar hatta özel sektör çalışanları bile enflasyon farkı alırken, taşerondan kadroya geçirilen ve ücretleri zaten düşük olan bu arkadaşlarımıza enflasyon farkı verilmemesi de adaletle, hakla, hukukla hiç bağdaşmıyor. Biz, TÜRK-İŞ’imizin öncülüğünde, taşerondan kadroya geçen arkadaşlarımız için de henüz kadro alamamış taşeron işçileri için de, kamuda geçici olarak çalıştırılan arkadaşlarımız için de, mücadele etmeye devam edeceğiz. Onların haklarını sonuna kadar savunacağız.”
Koop-İş Sendikası Basın Bürosu
Bir yanıt yazın