HER YERDE BİRLİKTEYİZ
Bugün, küresel salgın şartlarında fedakarca çalışanların, evine ekmek götürmek için alın teri dökenlerin, insanca yaşam ve çalışma şartları için mücadele edenlerin bayramı… Halkımızın sağlığını korumak, ihtiyaçlarını karşılamak için canlarını ortaya koyanların, kahraman işçi ve emekçilerin bayramı… Bugün; ofislerde, AVM’lerde, mağaza ve marketlerde, okullarda, fabrikalarda, madenlerde, tarlalarda; kısacası hayatın her alanında çalışan ve üreten işçilerin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü… Kutlu olsun!..
Bu yılki 1 Mayıs, küresel salgının gölgesinde, alanlardan uzak olarak kutlamak zorunda kaldığımız ikinci 1 Mayıs. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da alanlarda bir araya gelemesek de Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’in koordinasyonuyla #heryerdebirlikteyiz diyerek, sosyal medya ve dijital ortamlarda buluştuk ve sorunlarımızı ve taleplerimizi ifade ettik.
Sorunlarımızın en başında, küresel salgın sürecinin etki ve sonuçları nedeniyle yaşadığımız olumsuzluklar geliyor. Küresel salgın nedeniyle yaşanan sosyal ve ekonomik kriz, kimi işverenler tarafından fırsata çevrildi. İşsizlik dünya çapında korkunç bir hızla artarken, çalışan kesim de kısa çalışma, ücretsiz izin gibi uygulamalarla kayba uğradı, önemli bir bölümü de kamuoyunda “Kod-29” olarak bilinen ve işverenler tarafından istismar edilen uygulama nedeniyle tazminatsız şekilde işini ve gelirini kaybetti. İşçi-emekçi milyonlar adeta açlığa ve yoksulluğa mahkum edildi. Bu koşullar altında çalışan kesim ise salgına karşı yeterli önlem alınmaması nedeniyle ölümle burun buruna çalışmak zorunda bırakıldı, pek çok işçi ve emekçi de çalışırken yakalandığı hastalık nedeniyle yaşamını kaybetti. Yeri gelmişken; çalışırken hastalığa yakalanıp yaşamını yitiren işçi ve emekçiler başta olmak üzere, tüm insanlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, Covid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz. Ayrıca, yaşadığımız “tam kapanma” sürecinde, sosyal devlet ilkeleri gereğince işçi ve emekçiler başta olmak üzere tüm halkımızın temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekliliğini de bir kez daha hatırlatıyoruz.
Küresel Salgın süreci, bir gerçeği daha ortaya koydu. Emek olmadan, üretim olmaz; emek olmadan hayat olmaz. İşçi ve emekçiler, salgının meydana getirdiği en zor koşullarda dahi, halkımızın ihtiyaçlarını gidermek için canla başla çalıştı. Süreç, emeğin en yüce değer olduğunu, emeğin ve emekçilerin yok sayılamayacağını hepimize gösterdi.
Salgın bir gerçeği daha ortaya koydu. Güvenceli, örgütlü ve sendikalı çalışanlar, salgının getirmiş olduğu sosyal ve ekonomik sorunlardan çok daha az etkilendi. Sendikaları, üyeleri için gereken önlemlerin alınmasını ve iş güvencelerini sağladı. Sendikaların getirmiş olduğu korumadan mahrum kalan örgütsüz milyonlar ise yukarıda değindiğimiz sorunlarla karşı karşıyla kalarak yoksulluğa mahkum oldu…
İşçi ve emekçilerin geçmiş yıllarda dile getirdiği talepler de güncelliğini korumaktadır. Sendikal hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, sendikalaşmanın önündeki yasal ve fiili engellerin kaldırılması, ücret ve vergilerde adaletin sağlanması, güvenli ve güvenceli çalışma koşulları oluşturulması, kamudaki geçici işçilerin daimi kadrolara alınması ve 12 ay çalıştırılması, İşsizlik Fonu’nun amacına uygun olarak kullanılması, kıdem tazminatı hakkımızı geriye götürecek girişimlere son verilmesi en önemli taleplerimiz arasında olmaya devam etmektedir. Bu taleplerimizi bu yıl da yineliyor, işçilerin hak ve özgürlüklerinin gözetilmesinin, çarkların dönebilmesi için hayati bir önem taşıdığını tekrar hatırlatıyoruz.
Yaşadığımız bu zor günleri birlik, beraberlik ve dayanışma içinde geride bırakacağımıza inanıyor, tüm işçi ve emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz.
Koop-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu
Bir yanıt yazın